25 Mayıs 2015 Pazartesi

Bin yıl olmuş mu buraya yazmayalı evet olmuş...

 Şimdi bir inceledim de 22 yaşındayım yazmışım post un birinde.. Sanki o yaşlardaki ben değilmişim gibi hissediyorum.. Bunalıma hep yatkın bir tarafım vardı biliyorum.. İçimden geçenleri sadece mutsuz olduğumda yazabiliyorum onu da biliyorum .. Artık yazamadığımı hissediyordum. 

 (Unutuldu zaten bu blog eski arkadaşlarımdan kimse takip etmez burayı  )

 Ama aradan yıllar geçtikten sonra tekrar deneyeceğim.. 

Büyüyüp bir zamanlar arkadaşım olup bilgisayarımı tamir eden adamla evlenip barklanıp eskiden en nefret ettiğim şehir olan Ankara ya bir daha ama bu sefer temelli yerleşip kilo alıp atanıp öğretmen olup vs. vs. ne çok şey sayabilirim değişenlerle ilgili. Durdumam ki kendimi sayar dururum... 

o 22 yaşındaki kıza ben bile uzağım şu anda .. 

Değişmeyenler de var elbette tıpkı o 22 yaşındaki kız gibi hala tüm mutsuzluklarımı en dipte yaşıyorum ama artısı var.. Sanki üzülen dün ben değilmişim gibi artık mutluluklarımı da en tavan noktalarda yaşıyorum.. Dengesizliklerim hala devam yani.. Hiç önemli değil.. Sonunda mutlu oluyorum..

Okul bitti hiç yapmam denen meslekle başladım hayatıma.. Öğretmenlik... Ama üniversitede tek kaldığım ders alanında Analiz.. Tüm meslek hayatımı da bu şekillendirdi zaten.. Analizci Ür-ge ci oldum çıktım 5 yılda.. Özel Sektör bana o kadar çok şey kattı ki.. Gaddarlaştım.. Ben ki sonuna kadar idareci bi insandım.. o kadar gaddarlaştım ki en yakın arkadaşlarımı hayatımdan çıkardım.. İlki çok zor oldu ama sıradakiler daha kolay.. Şimdi arkadaş bulmak konusunda zorluk çekiyorum evet.. Umrumda değil yeri geliyor yalnız sinemaya gidiyor.. Yeri geliyor eski arkadaşlarımla hep aynı yerde buluşuyorum.. Kendi kendime yetebilmeyi öğrendim... Biri hariç .. Onun varlığı olmasaydı kendime de yetemezdim.. O da 22 yaşında bilgisayarımı tamir eden çocuk.. 


Öyle bir şey ki bu ailemden uzakta yaşayamam dersin.. Özel sektör tam benlik deyip eve ağlayarakta gitsem o mutsuzluktan mutlu olan bi insanken nikahımı kıyayımda işten öyle ayrılayım tazminatım içeride kalmasın hesapları yapıp işimi gücümü ailemi bırakıp nefret ettiğim Ankara da buldum kendimi.. Özel sektör sevdalısıyken, ben bu şartlarda çocuk büyütemem evle ilgilenemem dedim bi anda Öğretmen oluverdim.. Ankara dan her fırsatta kaçan ben kpss puanları açıklandıktan sonra tek dileğim Ankara da kalabilmekti.. Allah dualarımı kabul etti.. İlk atamada Ankara ya atandım.. 


Ne kadar dağınık bi yazı olduğunun farkındayım bırak bu sefer böyle olsun.. Ben bi başlangıç yapmış olayım.. Belki bu sefer başarır ve sadece mutsuzluklarımı değil hem mutsuzluk hem mutluluk dolu bi blog a başlangıç yaparım.. 

Hiç yorum yok: